Kendi Dünyanı Yarat
Merhabalar, ilk web sitesi bileşenleri yazabildiğim yılları hatırlıyorum da, tam 10 yıl geçmiş (#10yearsChallange geldi aklıma). live.com’un verdiği ücretsiz e-posta hizmetleri vardı: adiniz@markaniz.com (.net, .info, vb). abdullah@cok.com’dı sanırım ilk mail adresim, çok mutlu olmuştum, aslında o zamanlar çok da anlamıyordum bu işlerden, diyebilirim. Gelelim ilk amatör websitem’e; gerçekçi olmak gerekirse localhost’ta çalıştırabildiğim ilk website…
Üst bölümde menüler vardı, hayalciliğin verdiği argümanları kullanarak üst sınırları zorluyordum (ben kimim, iletişim 🙂 ) . Banner olmazsa olmazdı o zamanlar, her ne kadar şimdilerde slayt ya da dinamik responsive websiteleri kadar geçerli olmasa da… Olabildiğince sıradandı, benim için olağanüstü olsa da. Bir de amatör olarak Grafik Tasarım dersinde öğrendiğim teknikleri olabildiğince sınırlı uygulamaya çalışıyordum. Çünkü web değişiyordu, gelişiyordu… Haliyle üst menü, banner ve footer arasında kalan içerik bölümünü doldurmak gerekiyordu bittabii…. HTML ve CSS’in verdiği olanakları kullanmanın verdiği haz ile durmadan yazıyordum, mutluydum. Ücretsiz temaları indirip inceliyordum ve localhost’ta çalışan websiteme eklemeler yapıyordum, gelişiyordum. Arayüzü seviyordum…
Zaman değişiyordu ve bilmediğim şeyler de vardı elbet, toydum haliyle. Arayüz Geliştiriciliğinden bir hayli uzaklaşmıştım. Değişti. 2008-09 yıllarında birhaber olduğum altyapı sağlayıcılardan haberdar olmaya başladım, gerçeklerle yüzleşmek tabii. Her ne kadar farklı şeyler üzerine kendimi geliştirmiş olsam da… *i
Edebiyat üzerine yoğunlaşıp blog yazıları yazıyordum: öykü, deneme. Sonrasında, İngilizcemi geliştirdiğim süreçte İngilizce öykü ve denemeler yazmaya başladım. Bir hayli zevkliydi. Şimdilerde çok fazla yazma fırsatım olmasa da, blog yazmak hatta bir blog sahibi olmak güzel bir şey. (Bunlar için yardımcı olan kurumlar var. Üstelik birkaç cips fiyatına. Gayet makul bence. Göz atmak isterseniz, buyrun… Gayet de inceleme fırsatı bulduğum. Eğer fazla zamanınız yoksa ve basit bir blog kurulumu ile başlamaya ihtiyacınız varsa, önerebilirim. (İsterseniz sizleri fazla yormadan okumanıza devam etmenizi rica edebilirim). Sonuçta blog sahibi olmak gerekiyor fikirlerimizi paylaşabildiğimiz, bizi dinleyen insanların olduğu yerlerde… *ii
Facebook, twitter gibi platformlar da bir mikroblog ama herkes kendi halinde… Siz bunlarla uğraşırken kendi e-ticaret sitesine sahip olan arkadaşlarım bile var. Böyle bir imkan da var…
Geçen 4-5 yıllık süreçte *i hakkında bir fikrim olsa da, işleyişi hakkında çok da fazla bir şey bilmediğim, daha doğrusu araştırma yapmadığım (araştırmak ve sürekli yeni şeyler öğrenmek hayatın gerçeği) WordPress ile tanıştım, öğrenmesi ve kullanması çok kolay… Altyapısı için çok fazla uğraştığım ve sürekli endişeye düşüren bu durum, beni değiştirmişti. Zaman değişmişti çünkü ve çoktan geçiyordu bazılarımız olduğumuz yerde beklerken birileri instagram üzerinden satış yapmak yerine kendi satış sayfalarını oluşturmuş, yollarına devam ediyorlardı…
Demem *ii o ki, insanlar fikirlerini paylaşıyor, paylaşmakla kalmayıp senin ona sahip olduğunu sanmanı sağlıyorlar, gerçek sandığınız bir yerlerde. Ayak uydurabilmenin en iyi yolu öğrenmekten geçiyor haliyle.
Ayak uydurabilmenin en iyi yolu öğrenmekten geçiyor haliyle.
Sizler de bu hayalin sahibi olmak ister miydiniz peki?