Depresif: Neden?
Realist: Anlamıyorum.
Depresif: Sessizlik…
Realist: Hmm…. Belki de william wallace’ın dediği gibi hayatımız “bundan birkaç yıl sonrasında, bugünlerde yapmadığımız şeylerin pişmanlığıyla geçebilir.” Bu nedenledir ki, yaşadığımız çevreyi kendimiz belirleriz.
Neden… harekete geçmiyorsun?
Depresif: “Ne ekerseniz onu biçersiniz.” gibi bir tanımlama daha anlaşılır olabilir.
Felsefik: id‘ini bastırma evresinden sonra egosu’yla yaşamak zorunda kalan bir adamın, nasıl süper egosunun içinde yıllarca hapis kaldığı analizini yapma iznini veren kim peki?
D: aslında bir film izlersiniz ve o filmdeki karakterler ana karakterin parçalarından oluşmaktadır.
F: egona izin ver, denge ve geri dönüşüm mükemmel olacak.
R: Aslında hayat farklı olanın toplumu dışladığı bir dünyanın romanı olmaya devam ediyor.
D: Peki?
R: Bunlardan mısın peki? Böyle yaşamaya devam edecek misin?
F: Oralarda bir yerlerde kalabalığın sıradanlığını ve içimizdeki bir şeyleri yansıtmıştır…
R: Kesinlikle.
F: ….ve en sevdiğimiz kitap tiplemeleri belki de bunu kitaba uyarlayan hırsız senaristler tarafından çok iyi aktarılmış olsa gerek…
D: Evet…?
F: …Midnight in Paris’te.
D: Kafamızda yarattığımız onca hikaye varken ya da karakterle yaşıyorken, neden gerçek yaşama ihtiyacımız var ki?
F: Woody Allen‘ı bu yüzden seviyoruz galiba… ?
R: Geçmiş, içinde boğulduğumuz bir an olmaktan çıkar ve geleceğimizi hali hazırda görüyor olmanın verdiği hazla şu anı de yaşarız dolu dolu.
F: Peki! Zamanda yolculuk yapma fırsatın olsaydı, nereye gitmek isterdin?
R: Tam olarak şu an!
D: Bana bir şey katmayacağını düşündüğüm insanlardan uzaklaşmam bir sene öncesine kadar iki-üç yıllık bir dönemden oluşuyordu.
R: Yani?
D: Şu an fazlasıyla gelecek…
R: Bundan beş yıl sonra nerede olacaksın fikrinden daha fazlası gerek. Beş saniyen var.
F: yetenek?
D: Tek başına yetersiz. Fazlasıyla birikimden ibaret!
R: nasıl öleceğimizi belirlemek elinizde değil…
D: Zaman daralıyor.
R: fakat o gün geldiğinde nasıl bir ruh halinde öleceğimizi belirlemek de bize düşen eylem hali.
F: öyle bir an gelir ki.
R: Eylem.
F: yeteneği nasıl kullanacağımızı öğreniriz, hem de gelişigüzel olmadan.
D: Birçok kez öldüm.
R: Şu an yeniden doğuyorsun.
D: Yapamam.
R: Haydi!
F: Karar verdiniz mi?
Recent Comments