2025 © All Rights Reserved by Abdullah Çok
kio cover

Kafamın İçindeki Öyküler

Egolar, her gün daha da çarpar suratıma. Ağardıkça ağarır tebessümüm. Küflenir kelimelerim, susmaya teşebbüsümden. Kullanılmayan her harfin sonsuzluğunun olmaması gibi. Faili meçhul her hikayemin sonu. Her mekan, doğmayan bir insan
gibiydi. Ve her karakter var olmayan bir canlıdan farksız. Kenara atılmış bir dünya klasiği gibi.

Bu satırları Dostoyevski görse küfrederdi, inan bana. Siz Kafka’dan bir haberken, ben burada Sabahattin Ali’yle bozdum kafayı. Konunun ağırlığına dayanamayıp, romanın ağırlığından kaçmış Aziz Pierre* gibiyim. Kim mi o? Açın okuyun azizim. Bir boku da bilin bir zahmet. Hayat para harcamaktan ibaret değil işte.

“Gözden ırak ettiğimi, hafızamdan biat ettim.” gibisinden Zebercet* misali astım hayallerimi. Sebebi neydi biliyor musun? Tüm şarkıların ayrılık sonrası yazılması ve mutsuzluğu anlatıyor olması. İşte bu yüzden popüler ve sürü psikolojisini sevmiyorum.

Bazı insanlardan toplum içinde bahsedilmez. Gereksiz gözüyle bakılmaz onlara. Sorulmadan “x kişisi iyidir ya, insanlığı falan” diye bahsedilir.” Yalan! Aslında insanların mevkiilerine göre değerlendirir onlar.

Bilmiyorum ya, neden böylesiniz? Pişkince davranıyorsunuz. Hiçbir şey yokmuş gibi… Ahlaksız konuşmam gerekiyor burada ama, ihanet edemem saflığıma. Özür diliyorum sizin gibi olmadığınız için. Teşekkürler kısmını ekte belirtebilirsiniz.

Kafamın içinde bir klasör açmalı. F2’yle Gereksizler adı altında, geçerli kriterleri yerine getirenler için not defteri’ne bir şeyler yazmalı. Birkaç JPEG’le pastayı hazır hale getirmeli.

Bir sünger her şeyi çözebilir galiba.

*Aziz Pierre: Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası Tiplemesi.

*Zebercet: Yusuf Atılgan’ın Anayurt Oteli Tiplemesi.

Leave a comment:

Top