“Anlayamadım profesör.” dedi Nazım.
“Siz hiç geceleri uyudunuz mu?”
-“Geceleri uyumamam olası, o yüzden buradayım beyefendi.”
“Uyumuş olmanızın kombinasyonunu hesaplayabilirim!”
-“Anlıyorum beyefendi.” dedi uzatmak istemezcesine.
“Duş almadan uyuyamayan bebek kadar insansıyım, desem de inanmayınız sayın profesör. Artık hayatım daha düzgün dediğimde dahi bir bayanın üstüne pislemesi olası. Affola. Göründüğüm kadar terbiyeli değilim ve bunları duyunca iğrendiyseniz dahi sol lob alıcılarınızı kapatabilirsiniz.
Terbiyeli olmanın bir önemi yok artık insanların g…”
-“Kim dediniz?”
…
“Gerçek dünyadaki beş dakika, rüyada sana bir saat olarak döner.” alıntısıyla, bugün bir farklılık yaparak başlamak istiyorum konuşmaya.
İşte bu yüzden bilinmeyen nedir bilemezsiniz. Matematikteki kesin olaylar kadar basit ve A noktasından C noktasına, bilinmeyen B’ye uğramadan geçmeniz kadar bilinmezdir. İsteseniz de bilemezsiniz…”
…
“…devam ediyorum profesör, haksız olsan bile haklı olmayı becerebilirsiniz. İnsanlar bunun için ruhunu satıyor. Homo Sapien tarzı düşünceler bunlar.”
-“Pardon?”
“…devam ediyorum profesör, haksız olsan bile haklı olmayı becerebilirsiniz. İnsanlar bunun için ruhunu satıyor. Homo Sapien tarzı düşünceler bunlar…
Neyse. Ki öyle bir çaba içinde de değilim bariz. En sevilen nefret edilen adam gibiyim. Bilmiyorsunuz, bilinmezim. Bilinmez kadar ağlamamalıyım. Cehennemin küllerine ayrılmasına kadar yolu var bu ilişkisizliğin.”
“Sağ lobum ağır bastığında “Her gün daha da artıyor depresif bulantılar. Geceleri uyutmayan maviler. Mavi nedir sayın bayan? Bilmediğiniz kişiliğe önyargınız kadar berbatsınız.” demişti bir sabah.”
-“Özür dilerim, ama?”
“Sol lobumsa “Belki de farklı düşünceler içindeyiz. Sonuçta düşünen varlıklarız. En doğru olanı buydu şu ana kadarki politika içinde.”
İşte bu yüzden; önündekilerle zaman kaybetmemeli, diyorum kendime. Biraz da cepte kalanlara uğraş vermeli. Ne anlayabileceğinizi dahi bilmiyorum, demek isterdim bir bayana. Herhangi birine.
Tanımadığınız bir bayanın yanından geçersiniz ya, işte öyle.
Bilinmezlik bundan ibaret profesör.”
-“Not alıyorum.”
“O an ekrandan bir ses gelmişti mesela: “Gülün; dünya da sizinle birlikte gülsün. Ağlayın; ama yalnız ağlayın.”
Ne önemi var ki? Boşver! Asıl randevumuza dönebilir miyiz profesör?”
-“Kesinlikle! Teşekkürler Nazım Bey. Yarın 9’da görüşmek üzere.”
“Teşekkürler profesör. Sanırım uyuyabilirim artık.”
Recent Comments